Eğitimde öğrencilerin toplumsallaşmasının ön planda olduğu adımlar atılıyor. Yeni adım ise günlük ders saatlerinin 4’e düşürülmesi.
Bilindiği üzere ülkemizde okul türüne nazaran ders saati sayısı da değişiyor.
İlkokullarda 6 saat olan ders saati, meslek liselerinde 12 saate kadar çıkabiliyor. Liselerde genel ortalama ise günlük 8 ders saati diyebiliriz.
Bu durum öğrencilerin uzun ders saatlerinden dolayı yıpranmasına ve günün geri kalanını verimli bir halde geçirememesine neden oluyor.
Sabah 8’de derse girip, akşam üstü 17 gibi okuldan çıkan öğrenciler, günün geri kalanında dinlenmeye, toplumsallaşmaya ve tabi ki de ders çalışmaya vakit bulamıyorlar.
Çünkü öğrenciler için tavsiye edilen yatış saati ile öğrencinin eve gelip elbiselerini çıkardığı saat ortasında 3 saatlik bir vakit kalıyor. En azından istatistikler bu istikamette.
Avrupa’nın eğitimde örnek aldığı Finlandiya günlük ders saatlerini 4’e düşürerek bu sorunu kökten çözmüş durumda. Pekala bu yol Türkiye’ye ne vakit gelecek?
Resim, müzik, beden eğitimi üzere derslerin mecburî olmadan toplumsal davranış kazanımı olarak istek üzerine verildiği bu sistem Avrupa’da da süratle yaygınlaşıyor.
Türkiye’nin de eğitimde batıyı örnek aldığını düşünürsek, bahse bahis bu sistemin ülkemizde de çok geçmeden uygulanmaya başlayacağını söyleyebiliriz.