Cuma hutbesi: Ahiret daha güzel ve daimdir
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğünün hazırladığı bu haftaki Cuma hutbesinin konusu “Ahiret daha iyi ve süreklidir” olarak belirlendi.
Saygıdeğer Müslümanlar!
Allah Resûlü (s.a.s) ashabıyla bir arada bir cenazedeydi. Peygamber Efendimiz kabrin kenarına oturdu. Şahit olduğu görüntü kendisini çok etkilemişti. Mübarek yanaklarından yaşlar süzülmeye başladı. O denli ki gözyaşlarıyla toprak ıslandı. Ümmetinin dünya ve ahiret memnunluğunu her şeyden daha fazla arzulayan Resûl-i Ekrem (s.a.s) ashabına şöyle buyurdu: “Kardeşlerim! Vefat için hazırlık yapın.”
Aziz Müminler!
Geleceğe dair bitmez tükenmez emellerin peşinde koşarken kimi vakit yaratılış gayemizi unutuyor, vefatı aklımızın ucundan dahi geçirmiyoruz. Etrafımızda yahut medyada karşılaştığımız vefat hadiselerini sıradan karşılıyor, aldırış etmiyoruz. Her gün salgın hastalıktan kaybettiğimiz canların sayısına bile göz ucuyla bakıp geçiyoruz maalesef.
Gerçekten hepimiz bilir ve iman ederiz ki, mevt ve yine diriliş haktır. Gelip süreksiz misafirleriz bu hayatta. İmtihan için geldiğimiz bu dünyadan aniden göçüp gideceğiz asıl yurdumuz olan ahirete. Âlemlerin Rabbinin huzurunda yeterli ya da makûs yaptıklarımızın hesabını vereceğiz. Ya sonsuz bir mükâfata kavuşacak ya da elim bir azaba dûçâr olacağız.
Değerli Müminler!
Hayatımıza istikamet veren, mana ve paha katan en değerli temel ahirete olan imanımızdır. Çünkü ahirete iman eden kişi, ebedî mutluluğun anahtarının bu dünyada olduğunun şuurundadır. Bu şuur ve inançla Allah’ın isteğini kazandırabilecek bir hayatı yaşama uğraşındadır. Mümin, imanının bir gereği olarak işlediği salih amellerle hayatını bereketlendirir. Yaşantısını hoş ahlakla süsler. Takva azığı ile Cenâb-ı Hakkın katında yücelmeye çalışır. Huzuru Allah’ı anmakta bulur. Rabbini unutturacak çirkinliklerden uzak durur. Dua ile Şanlı Yaratan’a kulluğunu arz eder. Nimetlere şükreder. Ailesi, etrafı ve toplumu ile barışık yaşar.
Pahalı Müslümanlar!
Ahiret yurdunun daha iyi ve kalıcı olduğunun idrakinde olalım. Dünyayı ahirete tercih edenlerden olmayalım.
يَٓا اَيُّهَا الْاِنْسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَرٖيمِۙ ٦
“Ey insan! Aziz Rabbin hakkında seni yanıltıp aldatan nedir?”3 sorusuna muhatap olmamak için Rabbimize hakkıyla kulluk edelim.
اِقْرَأْ كِتَابَكَؕ كَفٰى بِنَفْسِكَ الْيَوْمَ عَلَيْكَ حَسٖيباًؕ ١٤
“Kitabını oku! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin kâfi.” nidasıyla müsabakadan evvel, kendimizi hesaba çekelim. Rahatlıkla, “Alın kitabımı okuyun. Doğrusu ben, hesabımla karşılaşacağımı esasen bekliyordum” diyebilmek için amel defterimizi salih amellerle dolduralım. Unutmayalım ki, “Kim ahireti ister ve bir mümin olarak ahiret için ona yaraşır bir uğraşla çalışırsa işte böylelerinin gayretleri karşılık görecektir.”